Altın Neden Yükseliyor? Uzman Cevapladı! Yükselişin Ardındaki Gerçek Nedenler

Son iki aydır süren tırmanışın perde arkası: Merkez bankaları, jeopolitik risk ve artan bireysel talep

Altındaki yükseliş hız kesmiyor. Son dönemde hem merkez bankalarının alımları hem de bireysel yatırımcıların ilgisiyle sert hareketler gören piyasada, uzmanlar bunun “geçici balon” değil, daha derin bir dönüşüm işareti olduğuna dikkat çekiyor. Peki fiyatları yukarı çeken mekanizmalar neler? İşte özet ve uzman yorumlarıyla açıklaması.

Küresel rezerv stratejisinde değişim: Altın tekrar güven limanı oldu

Uzman Mehmet Ali Yıldırımtürk, son yükselişi 1970’lerin başındaki rezerv ve para sistemi dönüşümüne benzetiyor. Doların altına bağlandığı eski düzenin terk edilmesinin ardından altının değer kazandığını hatırlatan Yıldırımtürk’e göre bugün de merkez bankalarının rezerv tercihlerinde belirgin bir kayma var.
Asya ve bazı Avrupa merkez bankalarının dolar ağırlığını azaltıp rezervlerini altınla güçlendirme eğilimi, piyasada sürekli ve büyük bir talep yaratıyor. Bu talep arzın sınırlı olduğu bir varlıkta fiyatları yukarı itiyor.

Jeopolitik riskler ve para politikaları talebi körüklüyor

Jeopolitik belirsizlikler ile bazı büyük ekonomilerde izlenen genişlemeci para politikaları da altına yönelimi hızlandırıyor. Zayıflama ihtimali olan para birimlerinden korunma amacıyla yatırımcılar güvenli liman olarak altına yöneliyor; bu da küresel ölçekte satın alma baskısını artırıyor.

Bireysel talep: Fiziki altına dönüş var

Yıldırımtürk, merkez bankalarının hamlesine paralel olarak bireysel yatırımcının da piyasaya girdiğini belirtiyor. Bankacılık ürünlerinden çıkışlar, bazı emeklilik ve birikim fonlarında altına kayış ve doğrudan fiziki alımlar fiyatları destekliyor. Yani alım sadece kurumsal değil, perakende düzeyinde de canlı.

Balon mu, kalıcı yükseliş mi? Uzmanın yorumu

Yıldırımtürk bu hareketi “balon” olarak görmediğini söylüyor. Ona göre yükselişin arkasında kapsamlı, parasal ve jeopolitik unsurların birleşimi var — yani yapısal bir etken söz konusu. Ancak bu, fiyatların ne kadar daha yükselebileceğinin kesin olduğu anlamına gelmiyor; hareketin yönü ve hızında belirsizlikler sürüyor.

Yatırımcılara pratik öneriler: “Al-sat” yerine orta-uzun vadeye odaklanın

Uzman yatırımcılara şu temel tavsiyeleri veriyor:

Altın almaya devam edilebilir, fakat orta- ve uzun vadeli perspektif tercih edilmeli.

Spekülatif “hemen al-çıkar” pozisyonlarından kaçınılmalı.

Portföy çeşitlendirmesi önemli: örneğin %40 altın, %30 hisse gibi dengeli bir dağılım öneriliyor (kişisel durumlara göre uyarlanmalı).

Birikimlerin tamamı tek varlıkta toplanmamalı; fırsat gelince düzeltmelerde ekleme imkânı olabileceği unutulmamalı.

Bu noktada hatırlatma: Uzmanın önerileri yatırım danışmanlığı niteliği taşımaz; bireysel risk profili ve hedefleri göz önünde bulundurulmalı.

Ne beklemeli? Piyasada belirsizlik sürüyor

Kısa vadede düzeltmeler yaşanabileceği gibi, küresel rezerv politikalarında ve jeopolitik dengelerdeki değişimler fiyatları yeni rekorlara taşıyabilir. Yıldırımtürk’ün değerlendirmesi, altındaki bu yükselişin arkasında kapsamlı bir parasal dönüşüm olduğunu ve bunun henüz tamamlanmadığını işaret ediyor.